Sporcular, düzenli ve programlı uzun bir çalışma süresi içinde, sistemli çalışmalarla elde ettikleri formlarını korumak zorunluluğunu duyarlar. Bunu istemeleri de doğaldır. Büyük çaba ve emek harcayarak, güçlüklerle elde edilen bu form hiç beklenmedik ve umulmadık bir vakitte birdenbire ufak bir kaza sonucu kısa bir sürede düşebilir. Üstelik te yitirilebilir. Bu durum göz önünde tutularak, sakatlanan her sporcu sosyal, ekonomik ve ruhsal nedenlerden ötürü, çabucak iyi olmak ister. Hekiminde görevi sporcuyu olabildiğince kısa sürede iyileşmesini ve eski formunu kazanmasını sağlamaktır. Tedaviden iyi ve kısa bir sürede sonuç alabilmek için sporcunun sakatlandığı anda gözden geçirilmesi, vakit kazanma, işe erken başlama ve tedaviyi kısaltma bakımlarından çok önemlidir. Bunun için olanaklar elverişli olduğu oranda sakatlanan sporcunun spor alanı veya pist kenarında gözden geçirilmesi durumu hazırlanmalıdır. Böylelikle lezyona uğrayan bölgenin dokusunda bir ödem veya kanama oluşmadan önce yapılan yerinde ve yeterli gözden geçirme, ertesi günü yapılacak yoklamadan farklı olduğu gibi teşhisle büyük kolaylıklar sağlayacak ve tedaviye iyi bir yön verecektir.
Teşhis konulduktan sonra ivedilikle ilk yardım tedbirleri alınır. Ardından fizik tedavisi ve onun içinde ve birlikte düşünülen rehabilitasyon başlanır. Bu tedavi ile erişilmek istenilen sonuç, sporcunun sakatlık nedeni ve tedavi sırasında yitirdiği bir takım yeteneklerini yeniden kazandırmaktır. Rehabilitasyonun tanımı da izlenen yol ve yönteme uymaktır. Kuşkusuz sporcuların arızalarının tedavisinde ve rehabilitasyonunda göz önünde tutulacak çok önemli bir konuda ruhsal güçte, daha doğrusu moral çöküntüyü önlemektir. Ekstremitelerde (organlarda) oluşan yumuşak doku lezyonlarında ilk iki gün içinde soğuk uygulama önemlidir. Aynı amaçla, ödemi önlemek için kısa süreli faradi akımı uygulanabilir.
Ayrı olarak, analjezik ağrı azaltıcı, dindirici özelliği yanında, dolaşımı düzenleyen, beslemeyi çoğaltıcı ödevlerin çözülmesini kolaylaştıran ve kas spazmlarını azaltan alçak frekanslı diya dinamik akımlardan yararlanılabilir. Sporcuların yumuşak doku arızalarının tedavisinde çok eskiden beri bilinen ve kullanılan bir yöntemde sıcak uygulamadır. Yalnız kanama olasılığı olan ve kanayan olgularda belirli bir vakit sıcak uygulanmamalıdır. Fizik tedavide etkisi ısı olan infra-ruj , parafin banyoları, yüksek frekanslı akımlar örneğini uzun ve kısa dalgalı diyatermi ve ultrason gibi birçok araçlar kullanılmaktadır.
Bu çeşitli mekanik araçların fizyolojik etkileri şöyle özetlenebilir.
Örneğin derin ısınmayı gerektirmeyen durumlarda kullanılan infra-rujlar uygulandıkları bölgelerde hiperemi ısı oluşturur. Oluşan ısı doku ve hücre metabolizmasını artırır. Kan dolaşımını hızlandırır ve beslenmeyi çoğaltır. Bundan başka, metabolizma artıklarının emilmesini yada atılmasını kolaylaştırır. Dolaşımının hızlanmasına bağlı olarak dokuların onarımını da kolaylaştırır. Öteki bir etkisi de kaslardaki kasılmayı ortadan kaldırır. Öte yandan, ağrı azaltıcı etkisi nedeniyle spor arızalarının tedavisinde büyük etkisi ve yararı vardır denilebilir. Spor arızalarının tedavisinde ısı veren yüksek frekanslı araçlardan da yararlanılır. Yüze yakın olguların iyileştirilmesinde infra-ruj kısa dalgalar ise, derinde olan arızaların tedavisinde kullanılır. Günde bir kez olmak üzere 15-20 dakikalık süre ile kullanılır. Isı etkisi olan öteki bir araç da ultrason dur. Ultrasonlar aslında mekanik bir enerjidir. Elde edilmesinde elektrikten yararlanılır. Ultrasonların kısa dalga ve radardan daha iyi ve derin ısıtan bir araç olduğu kanıtlanmıştır.
Terapötik dozda ultrason enerjisi hem arterlerde (atar damarlarda) hem de yenlerde (toplar damarlarda) genişleme oluşur. Ayrı olarak, dolaşımı artırır, beslenmeyi çoğaltır ve hücreler üzerinde uyarıcı etki yapar. Ağrıları azaltır. Ultrason kemik dokusu üzerinde çok tutulduğunda ağrı meydana getirir. Ultrason uygulamasında cilt ile ultrason başlığı arasına vazelin sürülmelidir. Ultrason su içinde de uygulanabilir. Başlık ile cilt arasında hava boşluğu kalmamasına dikkat edilmelidir. Tüm spor dallarında olduğu gibi, bu spor türlerinin çalışma ve yarışmaları sırasında, sporcularda meydana gelen çeşitli spor sakatlıklarının tedavisinde de masajın özel bir yeri ve değeri vardır. Masajın genel olarak deri, kas, kan ve lenf dolaşımları gibi, daha birçok sistemler üzerine etkileri büyük ve geniştir. Dış dünya ile teması sağlayan deri üzerine uygulanan çeşitli masaj manipülasyonlarıyla (manevra veya el kavrayışı) derinin görevlerinden her biri, masaj yoluyla belirli bir oranda daha iyi işler duruma getirilirler. Önce, deride bir hiperemi meydana gelir. Sonra deri dolaşımı hızlanır. Salgı bezleri, artan bu dolaşımın etkisiyle daha iyi beslenirler. Genel Yağ salgısı artar ve deri yumuşaklık kazanır. Salgı bezlerinin çok çalışması sayesinde daha çok ter salgılanır ve o oranda da üre, ürik asit ve öteki metabolizma artıkları dışarı atılır. Cildin en üst yüzeyinde üst üste bulunan Corneum kaldırılarak cilt solunumu kolaylaşır. Bundan başka, deride bir yapışıklık varsa mekanik etki ile açılır.
Masajın kas ve dolaşım sistemleri üzerine olan etkileri şöyle özetlenebilir.
Kaslar, atar damar yoluyla çok miktarda kan alırlar. Kanla birlikte gelen oksijen ve besin maddelerini kullandıktan sonra bu kan, toplar damar aracılığı ile metabolizma artıklarını da birlikte alarak yeniden temizlenmek üzere kalbe döner. Dönüşte kas kasılmalarının rolü ve yardımı büyüktür. Toplar damarlarda bulunan kapak sisteminin yanında kasların kasılmasıyla sıkışan kan ileriye kalbe doğru itilir. Çeşitli etkenlerin yanında kas alrofilerinde de kas körelmelerinde veya kas zayıflamalarında da bu mekanizmanın ve kasın etkisi vardır. Masaj, kaslar üzerine dolaysız (direkt) etkiyle kas da ki kan kitlesinin ileriye doğru atılmasını kolaylaştırır. Venoz ve dolaylı (in direkt) olarak arter dolaşımını hızlandırır. Ayrı olarak, masaj kas telleri üzerinde baskı yapar,onları gevşetir ve yumuşatır.
Böylelikle; kasın iç dolaşımı hızlandırılır. Bu durum kasın beslenmesini düzenler ve artırır. Masajın lenfa dolaşımında hızlandırıcı etkisi kanıtlanmıştır. Masajın kas spazmlarına etkisi ve yardımı vardır. Bundan başka, kaslarda yapışıklık varsa masajla önlenebilir. Travma sonucu zedelenmiş bir dokuya hemen masaj yapılması zedelenmiş ve bozulmuş dokunun durumunu daha da kötüleştireceğinden sakıncalıdır. Keza, yeni iyileşmiş ve nedbe (yara izi) dokusu bozulur ve yeniden keza bir yara halini alır. Bu kez tedaviyi güçleştirir ve uzatır.Sonuç olarak, yeni olan olgularda masaj uygulamasından kaçınılmak gerekir. Spor sakatlıklarının tedavisinde bilinçli olarak düzenlenmiş çeşitli egzersiz programları değer ve önem kazanmıştır. Özellikle, günümüzde her türlü egzersizler noromüsküler ve lokomotor sistemlerin tedavisinde uygulanan yöntemlerin başında gelmektedir. Tedavi amacıyla hazırlanan egzersizlerin uygulandıkları sistemlerin hareket ve iş görme yeteneğini ve gücünü artırmada, öbür tedavi araçlarına kıyasla, sağlanamayan sonuçlar elde eden, sağlayan ve kesin sonuç alan bir tedavi aracı olarak düşünülmektedir. Hareket alıştırmalarına, sözün kısası, egzersizlere başlamadan önce kasın durumu kesin olarak saptanmalıdır. Normal olarak kasların esnekliği, kasılma gücü, yapılan çalışmaya veya işe karşı dayanıklılığı ve koordinasyonu (düzen sağlaması, düzenlettirmesi) yapılacak işin tam olmasını sağlayan etkenlerdir.
Kasın kasılma gücü, çekim gücünün ters yönünde karşı koyan derecedeki gücü yenerek normal hareketi yapacak güçtedir. Bir kasın kasılma gücü birçok nedenlerin etkisiyle hareketsizlikten ötürü azalır. Normal esnekliği olan bir kas, kendi işini veya görevi yapmakla birlikte antigonisti olan kas kasıldığından, ona uyacak biçimde bir esnekliğe iyedir. Öbür yandan kasın işe karşı dayanıklılığı önemlidir. Sözün kısası yinelemeden çabuk yoğrulmamasıdır, son olarak kasların düzenli çalışması gereklidir. Belli olmayan bir nedenle, kasta bir arıza oluşursa. Bu düzen bozulur. Bu nedenle, hasta bir sporcuya bir hareket programı öğütlenirken kasların yukarıda açıklanan özelliklerinin göz önünde tutulması zorunludur. Doğal olarak, hareketlerle tedavide, yalnız kaslar değil, eklemler, tendonlar (kirişler) sözün kısası, lokomotor sistemin öteki öğeleri de gözden geçirilmelidir. Önemli olan bir konu da hastanın psikolojik durumudur. Her şeyden önce, hasta ile işbirliği sağlanmadıkça, özellikle, aktif terapötik hareketlerinden büyük yarar beklemek fazla iyimserlik olur.
Terapötik hareketler
1 – Genel terapötik hareketler
- 1-a ) Pasif hareketler
- 1-b ) Aktif hareketler.
- 2 – İzometrik kas kasılmaları
- 2-a ) Yardımsız hareketler (aktif hareketler)
- 2-b ) Yardımlı hareketler.
- –) Basit yardımlı hareketler
- –) Kolaylaştırma hareketler.
3 – Dirençli hareketler
Özel teröpotik hareketler
Pasif hareketler. İstemsiz yapılan (irade dışı ) hareketlerdir. Hareketin dışında kişinin irade ile ilgili hiçbir katkısı yoktur. Kasların atrofiye (körelmesini) önlemek, esnekliğini korumak bakımından çok yararlıdır. Ayrı olarak, atrofi olmuş kasların daha çok körelmesini ve zayıflamasını önlerler.
Aktif hareketler
kasların dokusundaki kapıların açılmasını, kasların beslenmesini, güçlenmesini, esnekliğini ve işe dayanıklılığını artırır. Bundan başka, kasların bol olarak kanlanmasını, sözün kısası, çok miktarda miyoglobin miktarının çoğalmasını da söz konusudur. Kaslar arasındaki düzen uygun aktif hareketlerle sağlanabilir. Hareket uygulamasında dikkat edilecek husus, kaslarda yorgunluk meydana getirecek biçimde hareketlerin çok yapılması üstünde durmamaktır.
İzometrik hareketler
Kasın boyunda bir değişiklik getirmeden kasılmasını sağlayan aktif hareketlerdir. Bu tür hareketler, özellikle, hareket etmesi sakıncalı bulunan eklemlerin yakınındaki kas grupları için çok yararlıdır. Örneğin, bir diz travmasında ekstensiyon durumunda adale veya alçı oluğuna alınan, ya da alçı ile saptanmış bir bacakta atrofiye engel olmak ve kasın özelliklerini korumak için izometrik hareketler öğütlenmektedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, çok kısa süreli hareketler ( 5 saniye deki) kasın yenemeyeceği bir güce karşı yapılan izometrik kasılmaları, daha iyi sonuçlar verdiğini göstermiştir. Günde birkaç kez bu tip kasılmaların yapılması halinde kasın özelliklerini koruma bakımından çok yararlıdır. Aktif hareketler, kas gücünün % 50 sinin üstünde olan kaslar için uygulanır. Kas gücü % 50”nin altında olan kaslar için, yardımcı hareketler öğütlenir. Yardımcı hareketle ya terapist’ in yardımıyla veya yardımcı araçlar aracılığı ile yada su içinde yapılır. Kasın gücü normal hareketi tam olarak yapamadığı durumlarda bu tür hareketler yarar sağlar.
Aktif yardımcı hareketlerle güçten düşme, zayıf kalan kaslar güçlendirilir.
Aktif dirençli hareketler
Artan dirence karşı yapılan aktif hareketler, kas gücü % 50 nin üstünde olan kaslara uygulanır. Genellikle, kasın yer çekimine karşı kaldırabileceği maksimum (en yukarı) ağırlığı on kez kaldırmak suretiyle hareket yapılır. Bu ağırlık deneme yoluyla bulunur. Bu hareketi hasta günde bir kez yapar. Bir hafta sonra yapılan ağırlık denetlemesinde ağır bir güç artması saptanırsa, hareketler yeni ağırlığa karşı ayarlanır. Hareket uygulamasında ağırlık sınırı aşılmamalı, yorgunluktan kaçınılmalıdır. Yorulan kaslarda güçlenme yerine, zayıflama görülür. Bu da amaca büsbütün aykırıdır. Sporcuların tedavisinde göz önünde bulundurulması gereken bir konu da , olabildiğince sporcuların kısa sürede aktif spor yaşantısına dönebilmeleridir.
Rehabilitasyonun sporcu için tanımı, bir sporcuya tüm yeteneklerini yeniden kazandırma ve sakatlanmadan önce psikolojik durumuna dönebilmesini sağlama olarak yapılabilir. Rehabilitasyonun özelliklerinden biri de sporcunun sakatlığını tedavi etmekle birlikte, tedavi süresi içinde olabildiğince formunu korumaktır. Bunlardan ikincisi sporcunun psikolojik güçlükleridir. Spor verimli ve başarılı teknik sonuçlar elde etme ve sakatlanma sonucu spor etkinliklerinden uzak ve yoksun kalmasından ötürü, olumsuz biçimde etkiler altında kalabilir. Bu nedenle, bundan önceki çabalarının boşa gittiğini, bundan böyle, çalışmalarından büyük bir başarı sağlayamayacağı düşüncesi altında umutsuzluğa düşebilir.
Psikolojik çöküntü altında her türlü spor etkinliklerinden vazgeçebilir. Bu özellikler dikkate alınmalıdır. Fakat sporcunun hastane psikozuna girmesi önlenmekle birlikte moralini düzeltmek için sporcunun takım arkadaşları, menajer, teknik direktör, antrenör ve yöneticilerle ilişkini kesmemeli ve her vakit içinde yaşadığı çevreden kopmaması için çaba harcamalıdır. Çevresinden ayrı kaldığı sürede uğraştığı spor dalıyla ilgisini sürdürmek için filmler, kitaplar, mecmualar ve gazetelerle desteklenmelidir. Öte yandan sürekli pasif kalmasını önlemek için de yapabileceği durumu göz önünde tutulmalıdır. Bunun için sporcunun tedavisi sırasında bir yandan sıkıntıdan kurtarmak ve bir iş güç ya da bir konu ile oyalayabilmek amacıyla, çok çaba gerektirmeyecek, hastayı yormayacak fakat, kaslarının koordinasyonunu, mesafe duygusunun, gerektiği anda tepki yapmak yeteneğini düzenleyecek, artıracak minyatür golf, masa tenisi gibi oyunlar seçilmelidir.
Daha önce açıklandığı gibi, sporcunun tedavi edildiği sırada, olanaklar oranında formunun da korunması için gerekli çaba harcanmalıdır. Bu konuyu geliştirmek için de bir takım tedbirler almak zorunluluğu vardır. Bu tedbirler şöyle sıralanabilir. Sakat olan sporcunun kilosunu olabildiğince yerinde tutmak, artırmamak gerekir. Çok önemli olan bu konu gelecekte sporcunun spor yaşamında eğer, tedavi edildiği sırada çok kilo almış ise, eski kilosunu ve formunu bulabilmek için bir hayli güçlük çekecek ve tedirgin olacaktır. Bu nedenle tedavi için bir süre aktif spor yaşamından uzak kalan sakat sporcuya uygun bir diyet programı düzenlenmelidir. Programda, çok kalorili yağlardan ve karbonhidratlardan kaçınmak, yeterince proteinli gıdalara yer vermek gerekmektedir.
Solunum egzersizleri bir sporcunun formunu korumada başta gelen etkenlerden biri sayılmaktadır. Uzun bir aktif spor yaşamından sonra, birdenbire kesin bir dinlenmeye geçen bir sporcuda öbür organlarının kaslarında olduğu gibi, solunum ve yardımcı solunum kaslarının belirli egzersizler yaparak çalıştırmak gerekir.